bugün

entry'ler (463)

geceyi gündüzden güzel yapan şeyler

Herşeyden önce; Gündüz, her zaman yapmak zorunda olduğumuz işler vardır. gece için geçerli değildir bu. istediğin şeyi yapabilirsin ve kimseye de hesap vermek zorunda değilsin. Tabi yine de yapamayız. Çünkü gündüz yapılacak işler için dinlenip, uyumamız lazım.

sözlük yazarlarının itirafları

2013 ocak ayı:
askerden yeni döndüğümde yeni bir iş yerinde, yeni bir ortamda hayatıma devam edecektim. Öyle heyecanlıydım ki nerden başlayacağımı bilmiyordum. iş yerim istanbulun başakşehir ilçesinde idi. daha önce çalıştığım yere nazaran hayat şartları gayet iyiydi. Her neyse ben bir öğretmenim. Yeni başlayacağım okul iki yıl önce kurulmuş bir liseydi. Hemen bir ev tuttum. Askere gitmeden önce almış olduğum eşyaları yerleştirdim. Baya bi eksiğim vardı. iki üç aya bir akıllı tv , bi köşe koltuk takımı bide çekyat. ufak tefek eşyaları da topluca almıştım zaten. Daha sonra okul ortamına alışmaya çalıştım. Eğer bir öğretmen iseniz bulunduğunuz iş ortamında öğrenciler ile kaynaşmak iki üç haftanızı alır. Ama öğretmenler de öyle değildir. Kısaca anlatmak gerekirse genellikle yaşını başını almış düzenini kurmuş kişilerden oluşan bi öğretmen kadrosu vardı. Arada bi kaç tane yeni atama, bi kaç tane de 2-5 yıl arası çalışmış öğretmen vardı. Ben hepsi ile kaynaşmak için bütün erkekleri eve o zamanlar yapabildiğim tek yemek olan çiğköfte yemeye davet ettim. Tabi ki çoğunluk geldi. Tabi bunun ardından hemen hemen herkes ile bi muhabbetim oluştu. Bayan öğretmenlerin hepsi evli ve çocuklu kişilerden oluştuğu için bayan öğretmenler ile iş dışında fazla bi muhabbetimiz olmuyordu.
2013 Nisan ayı:
Yeni işyerimde ve hayatımda günlük hayatım şöyle geçiyordu; sabah saat 8:00 gibi uyanıp kahvaltımı yaptıktan sonra saat 9 da okulda oluyorum. saat 15:00 da okuldan çıkıp direk eve geçiyordum. bi yarım saat dinlenip bi dizi ya da film izlerdim, akşam 7 gibi yemek yerdim. Akşam ya bi film izler, ya resim çizer, ya da kitap okurdum. Bunların dışında misafirim gelirse oturup sohbet eder, arada alkol alırdım. Bazen de okuldan birileri davet ederse gezmeye çıkardım. Hayatımda maalesef bi kadın yoktu. Zamanla okulda bir kaç kişiyle samimiyetim arttı. Gece gezmeleri, halı saha maçları, sabaha kadar batak oynamalar felan derken Okuldan Burak(isimleri değiştirip yazıyorum) adında biriyle iyiden iyiye samimileştik. Ben burak gile fazla gitmezdim. Genelde burak bana gelirdi. Bazen çay, bazen içki, bazende gezme derken takılırdık. Burak, sporcu biriydi. Yakışıklı, boylu poslu nerde akşam orda sabah biriydi. Öyle bi edebiyat zevki yoktu.(hiç kitap okumazdı), sinema desen sadece aksiyon filmleri. Müzik sadece pop dinleyen biriydi. Siyasi görüş olarak bazen ulusalcı bazen türkçü bi duruşu vardı. Ama ikna edebilecek biri çıksa kominist olurdu. Hayat görüşlerimiz pek uyuşmasada oturup sohbet edip, gezip eğlenebiliyorduk.
2013 Haziran ayı:
Okula iyiden iyiye alışmıştım. Muhabbet edecek birileri mutlaka vardı. Dönem sonuna doğru da Bülent adında biriyle de samimiyet kurmuştuk. Bülent değişik bi kişiydi. Daha çocuk yaşta bi ev geçindirecek parayı kazanabilmiş, edebi zevki bulunan, hızlı kavrayan, klasik müzik dinleyen, yanındakileri sürekli eleştiren biriydi.
2013 Eylül:
Yeni öğretim yılına bi ev arkadaşı ile başladım. Adnan. Bu arkadaş hayatın sillesini yemiş, ama yinede bi yere tutunamamış. Kültürlü, zeki, sosyal açıdan baya bi aktif arkadaştı. Tabi adnan ile arkadaşlığımız biraz eskiye dayanıyor. Adnan benim okulda üçretli öğretmenliğe başvurdu ve cıkınca beraber kalmaya başladık. Bu sene son kez kpss ye hazırlanıp kazanma hedefindeydi. Adnan sosyal açıdan baya zeki biriydi. Daha ilk iki haftada okuldaki herkesle iyi anlaşmaya başladı. Ayrıca okula bir sürü bekar hatun geldi. okuldaki bekar erkeklerde yeni hatunlara yazmaya başladı tabi.

2013 aralık ayı:
Adnanın gelmesiyle birlikte eve gelen giden çoğalmaya başlamıştı. Adnan Burak ile iyi anlaşmasına rağmen pek sevmemişti. Bülent ile de pek anlaşamasada çok sevmişti. Her gün ayrı bi muhabbet dönüyordu evde. Tabi ben böyle bi ortamda daha az kitap okuyup daha az resim çiziyordum. Film izleme de ise Adnan ile birlikte baya bi film ve dizi izledik.
2014 Mart ayı:
Hayatım gayet iyiydi. Ayrıca bi kaçtane birden kızla da mesajlaşma, buluşma olayları oluyordu. Tabi her hafta evde iyi bi yemek yapıp burağı bülenti çağırırdık. ya da bira alıp çağırırdık. gece geç saatlere kadar muhabbet ederdik.
2014 Haziran ayı:
Haziran ayları eğitim camiasında genellikle sıkıcı geçer. Ama benim için gayet keyifliydi. Burak askere gitmişti. ve burada ki ev işleri için(kira, aidat, fatura) yapmam için bana evinin anahtarını bırakıp gitti. Ayrıca sevimli bi kız arkadaşım oldu. Zeki bi kızdı, gezmeyi eğlenmeyi seviyordu. Haftanın üç günü dışarda geziniyorduk. her akşam sabahlara kadar telefonda konuşuyorduk. Tabi adnan ve bülent ile de bol bol muhabbet, içki, yemek v.b derken keyifli bi şekilde geçiyordu zaman.
2014 Ağustos:
Hayatımda baya bi değişikliklerin olduğu bi dönem. Adnan okul bittikten sonra sınavına girip memlekete gitti. Bülent yurtdışında öğretmenliğı kazandı ve gitti. Burak hala askerde ve burada ki bütün işlerine koşturuyordum. Ve sevgilim. Hala beraber olsak ta cicim ayları geçmişti. Bi iki defa ayrılmanın eşiğine gelsekte benim gurursuzluğum yüzünden ayrılmadık. Hep alttan aldım. Ve buna rağmen her hafta trip yemeye devam ettim. Yazın iki ay boyunca sadece 2-3 gün buluştuk. ve bu 2-3 gün suratı asık, memnuniyetsiz bi şekilde gezdik. Sürekli beni değiştirmeye çalıştı. Öncelikle sigarayı bıraktırdı. Ardından giyim tarzımı. sürekli benden birşeyler istemeye devam etti. Ve tabi ki hiçbir zaman yeterli olmadı.
2014 eylül ayı:
Okulların açılmasıyla birlikte kendime yeni bi ev arkadaşı buldum. Sevgilim de istanbula döndü tabi. istanbula dönünce yazın yaşadığımız problemler azaldı. Hatta daha da yakınlaştık. Tabi yine arada trip yemeye devam ediyorum. Burak ta askerden döndü. Askerden dönmesiyle birlikte okulda ki işlerine de döndü. Burak askerde iken buradaki borçlarını ödediğimden bi 100 TL alacağım kalmıştı. Ayrıca Burak askerde iken bazı giyecek eşyalarını göndermemi istemişti. Bende evinden istediği eşyalarını alıp paketledim. Kargoya verecektim ki eşyalara artık ihtiyacının kalmadığını şimdilik bende kalmasını istedi. Bende eşyalarını pakttelenmiş bi halde kendi evimde beklettim. Ama o ara ev taşıma sırasında çöp zannedilip birileri çöpe atmıştı. Burak geldiğinde çöpe giden eşyalarından bahsedince baya bi bozuldu. O eşyalarının maddi değerinden bahsetti. Aynısından almam gerektiğini söyledi. Hesabına göre bi 300-400 TL lik bi eşya varmış. Bende alacağım olan 100 TL yi almayayım bu hesabı kapatalım dedim.
2014 Kasım ayı:
Burak alacağım olan 100 Tl ile yetinmedi 170 TL lik bi ayakkabı aldırdı. Birde alacağım olan 100 TL yi de almazsam hesabın kapanacağını söyledi. Bende alacağımı istedim tabiki. Oda çıkmaz ayın son çarşambası der gibi bu güne kadar salladı beni. Paramı da vereceğini zannetmiyorum. Giden paraya da üzüldüğüm yok zaten. Üstüne de iki de bir yemek yapmıyorsun bana artık diyip sinirlerimi zorluyor. Sevgilimle durum ise daha da kötü. Bu dönemde bi gün beni ağlayarak evine çağırdı. gittiğimde hüngür hüngür ağlıyordu. Benim düşünce dünyamı beğenmiyormuş.(ateistim) ilişkimizin başında hayat düşüncemi açık açık söylemiştim. Bu düşüncemi değiştirmemi istedi. Bende teselli amaçlı değiştireceğime söz verdim. Ve kendimi sanki bir hastaymışım gibi düzelteceğime, iyileştireceğime söz verdim. Tabi ki bu işler öyle olmuyor. Beni cami ziyaretlerdinde tefekkür etmeye götürmeler, mesnevi okutmalar, dua ettirmeler v.b. aktiviteler içine soktu. Üstüne de hala kendisiyle ilgilenmediğimi ve yeteri kadar sevmediğimi de arada bi söylemekte.

Bugün:

Gece boyu uyumadım. Saat 9 da işte olmam lazım ama gözüme gram uyku girmedi. Burak ile olan arkadaşlığımız çıkarlarımız çatışana kadarmış ve aslında hiçte tanımamışım burağı. Açıkçası askerde iken arkandan işlerimi takip eden bir arkadaşın eşyalarını kaybetmesi ya da zarar vermesi karşısında bu şekilde bir tepki verilmesi zoruma gidiyor. Burağın hiç bi işini yapmasaydım bugün böyle beni aptal yerine koyacak bir durum yaşanmazdı. Sevdiğim kız beni başka birisi yapmaya çalışıyor. Ve bu kız için kendimden çok şey verdim. Artık ayda bir ya da iki film izliyorum. Hiç resim çizmiyorum. hiç kitap okumuyorum. Hepsinin sebebi bu kız ile ilgilenebilmek için.

Ben bugün hiç mutlu değilim. Bugün yanımda sadece Bülent ve adnan olsa rahat bi uyku uyurdum. Bu saatte burada bu yazıyı yazmazdım.

lisede sigara paketinin saklandığı favori yerler

söyleyin lan söyleyin. ilk aramada bu dediğiniz yerlere bakacam.

25 yaş sendromu

ailenizin sizden beklentileri arttığı, toplum baskısını hissettiginiz yaştasınızdır. geri adımı olmayan kararlar vermek zorundasınızdir.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

russian dance- Tom waits.

baba

0-3 yaşında: korku,sevgi Karışımı bir duygu beslersin.
3-12 yaşında: süper kahramandir.asla siradan bir insan değildir.
13-18 yaşında: aslında gayet sıradan, herhangi bir insan olduğunu anlarsın.
18-25 yasinda: sıradan biri olmamak için cabalarsin.
25-... yaşında: sıradan bir insan olursun. Ama seni süper bir kahraman olarak gören bir çocuğun vardır. O yüzden babalar hep süper kahraman dır.

2014

2014 yılı herkese mutluluk, huzur, sevgi, barış bla bla bla şaka ulan şaka. Bana para getirsin yeter. Banane sizden amk.

soğuğu en pis memleket

tekirdağ. gözümün önünde 5-6 tane delikanlı adam soğuktan ağladı.

aşkın tam olarak tanımı

ergen hastalığı.

idefix

bana 54 lira kazık atan kitap satış sitesi.

sözlük yazarlarının itirafları

bu sene hiç bir öğrencim için "zeki ama çalışmıyor" demeyeceğim.

sherlock

3. sezona son iki gün kala 1 ay erteleyip hevesimizi kursağımızda bırakan dizi. ulan 1.5 yıldır bekliyoruz ayıp be.

sözlük yazarlarından aforizmalar

yasak elmayı yiyen adem ile havva, dünyanın çilesini biz çekiyoruz.

ölüm denince akla ilk gelenler

SONSUZ HiÇLiK.

sözlük yazarlarının lakapları

(bkz: aga)

22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı

6 gol yiyip efendi efendi yerinde oturan takımlar var.

yan gelip yatarak öğretmenlik yapan kişi

okullar açılalı bir hafta oldu daha. ben 3 yıllık muhasebe ve finansman öğretmeni olarak yaz boyunca nasıl yan gelip yattığımı anlatayım.okullar 14 haziran da kapandı ama liselerde sorumluluk sınavları ve ortalama yükseltme sınavları yüzünden temmuzun beşine kadar okula gidip gelmeye devam ettik. ondan sonra bir hafta daha istanbuldaki işlerimi hallettikten sonra ankara ya gittim ve 1 ay dediğiniz gibi yan gelip yattım ağustosun 15 inde istanbula döndüm. erken dönmemin sebebi bilgisayarlı muhasebe semineri içindi ama, okulumda 2 müdür yardımcısı izne ayrıldığı ve müdür rahatsız olduğu için ve liselere önkayıtlar başladığı için okuldan arayıp gelmemi rica ettiler. semineri iptal ettim ve hafta içi hergün 9-17 arası okula gidip geldim. diğer hafta müdür yardımcılarından biri ve müdür dönmüştü ama halen işleri yetiştiremiyordu ve memurda izne ayrılmıştı. o hafta içi de okula gidip geldim ve ister inanın ister inanmayın öğle yemeği yemek için koridordaki kalabalıktan müsade istedik. ben günde bir paket sigarayı bitiren adam, o günlerde eve döndüğümde gün boyu sadece 5-6 sigara içmiş oluyordum. 2 tanesi de zaten sabah kahvaltısından sonra yakarım. eylülün ilk iki haftası kesin kayıtlar ve genel kurul için yine yine dolu dolu geçti. ama arada erken kaçıyordum ya da bi gün felan gitmiyordum işlerimden dolayı. okula ne zaman gitsem akşamın 7-8 e kadar duruyordum. okulun açılmasına az bi süre kaldı ama yapacak çok işimiz var dı.
ve son on gündür hafta sonları dahil okula gidip akşama kadar bilgisayar üzerinden çalışıyoruz. dün de okuldaydım. bilgisayarlara format çektik. bu yazıyı bitirdikten sonra yine gidecem ve akşam en erken 7 gibi döneceğim.

kimseye şöyle çalışıyorum, böyle yoruluyorum deme derdinde değilim. diyecek olsam zaten müdüre söylerim ki bana ek ders yazsın. anlatmak istediğim "yan gelip yatmak" sadece öğretmenlere has bir eylem değildir. çalışmak isteyen öğretmenin başını
kaşıyacak vakti olmaz. Yan gelip yatan, her türlü memuriyette vardır. sadece bizim tatil süremiz biraz daha uzun diye göze batıyoruz.

yazarların sevdiği yönetmenler

(bkz: Akira Kurosawa)

muhteşem üçlüler

kesin yazılmıştır.
rakı
peynir
kavun.

yazarlar şirin olsaydı hangi şirin olurdu

ressam şirin.